Bülbül Kapanı 3 – Loresima | Kitap Yorumu

Serinin üçüncü kitabını bitirdiğimde içimde hem bir huzur hem de tarifsiz bir boşluk kaldı. Bülbül Kapanı benim için zaten çok özel bir seri ama üçüncü kitapla birlikte bu bağ daha da derinleşti. Ahu ve Timur’un hikâyesine Karadeniz’in sisli dağlarında yeniden şahit olmak, hem kalbimi ısıttı hem de yer yer parçalayacak kadar duygulandırdı.

İlk yarıda aile olmanın verdiği sıcaklıkla yumuşacık sahneler okuyorsunuz. Ahu ve Timur’un yuvalarına sızan mutluluk, dostluk ve sevgi öyle içten işlenmiş ki kendinizi onların yanında hissediyorsunuz. Özellikle Aknene’nin olduğu sahneler ayrı bir şenlikti; kahkahalarla okuduğum bölümler oldu. Ahu’nun anne şefkati, Timur’un baba olma hâli, Adem’den Resul’e, Kenan’dan Kadir’e kadar yan karakterlerin varlığı hikâyeye canlılık katıyor. Hele Resul’un atmacasının Aknene’ye yaptığı sürpriz… Hiç beklemediğim anda beni krize soktu desem yeridir.

Ama ikinci yarı… İşte orada Loresima bizi tekrar o bildiğimiz fırtınaya sürüklüyor. Ne kadar yükseğe çıkarsanız çıkın, geçmişinizin gölgeleri bir şekilde peşinizi bırakmıyor. Ahu ve Timur için de aynen böyle oldu. Mutluluklarının tam ortasında karanlık yeniden yüzünü gösteriyor ve kitap kalp çarpıntısıyla, gözyaşıyla, “acaba?” sorularıyla okunuyor. Özellikle final kısmı, bence serinin en güçlü anlarından biriydi.

Dil ve atmosfer konusunda Loresima yine çok başarılı. Karadeniz’in sisli yamaçları, sert rüzgârları ve uçurum kenarları adeta sayfalardan dışarı taşmış. Betimlemeler öyle canlı ki okurken burnunuza yağmur kokusu geliyor, kulağınıza atmaca sesi çalınıyor. Bu güçlü atmosferin içinde Timur ve Ahu’nun aşkı daha da değerli hale geliyor.

Küçük eleştirilerim yok değil. Kapak tasarımları her ne kadar çok estetik olsa da üçünün birbirine fazla benzemesi seriyi görsel açıdan biraz tekdüze yapmış. Ayrıca bazı bölümlerdeki cinsel içerikli sahneler bana göre fazlaydı. Serinin özünü oluşturan şey karakterlerin derinliği, dostlukları ve dramatik akışı; bu tür sahneler ise bana göre hikâyeye pek katkı sağlamıyor. Keşke daha az olsaydı diye düşündüm.

Yine de bunlar kitabın genel gücünü zedelemiyor. Çünkü Loresima’nın kalemi insanı içine çekiyor. Karakterleri yaşatıyor, atmosferi hissettiriyor, bizi hem güldürüp hem ağlatabiliyor. Bülbül Kapanı 3 benim için serinin zirve noktalarından biri oldu.

Son sayfayı kapattığımda “Ah, şimdi ne olacak?” diye içimden geçirdim. Dördüncü kitabı beklemek zor olacak ama eminim o da bizi bambaşka duygulara sürükleyecek.

Sonuç:
Bülbül Kapanı 3, aşkın, dostluğun, aile olmanın ve geçmişten kaçışın hikâyesi. Küçük eksikliklerine rağmen, güçlü dili, etkileyici atmosferi ve unutulmaz karakterleriyle seriyi daha da değerli kılıyor. Eğer bu seriye hâlâ başlamadıysanız, çok şey kaçırıyorsunuz.