Kağıt kitapların yerini alabilecek mi? Bu soru, her e-kitap okuyucu sahibinin aklında dolaşır. Kitapları okumayı seven birisi olarak, bu konuda e-kitap okuyucuları hakkındaki görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
E-kitap okuyucu ile kitap okuma deneyimi yaşamamış okurların e-kitaplara çok ön yargılı yaklaştıklarını ve en sık kullandıkları argümanın "Ben kâğıt kokusunu almalıyım, sayfaları çevirmeliyim, kitaba dokunmalıyım" olduğunu gözlemledim. Fakat, 3.5-4 yıllık e-kitap okuma deneyimlerimden bazılarını anlattığımda, belki de bu önyargıları biraz olsun kıracaklar.
İlk olarak, e-kitap okuma cihazları, ne telefon ne de tablet gibidir. Cihazı çalıştırdığınızda karşınızda gördüğünüz kâğıt üzerine mürekkep baskı kitaptır. E-ink adını verdikleri teknoloji sayesinde matbu bir kitap mı okuyorsunuz yoksa elektronik kitap mı, farkına bile varmazsınız. İsterseniz günlük güneşlik, çok aydınlık/ışıklı (mesela plajda) bir ortamda olun, ekran parlama-yansıtma yapmaz. Gözünüzü yormaz; göz dostudur, son derece sağlıklıdır.
İkinci olarak, e-kitap okuyucuları size birçok seçenek sunar. Okuduğunuz kitabın yazı tipini sevdiğiniz bir yazı tipi ile değiştirebilirsiniz. Üstelik seçtiğiniz o fontu büyütme, küçültme, beğendiğiniz bir kelime/cümle/paragrafı işaretleme, not alma, sayfalar arasında gidip gelme ve aldığınız notların tamamını bir dokunuşla görme hatta okuduğunuz metni hemen o anda sosyal medyada paylaşabilme imkanına sahipsiniz.
Üçüncü olarak, e-kitap okuyucularının en sevilen özelliklerinden biri de gece okuması/karanlık ortamda okuma imkanı sunmasıdır. Yatağınıza girdiğinizde ekran ışığını açarak, ve ekranın parlaklık derecesini gönlünüze göre ayarlayarak, lambaya/okuma lambasına gerek duymadan, yanınızda yatan kişiyi hiç rahatsız etmeden dilediğinizce okuma konforuna sahipsiniz.
Son olarak, e-kitap okuyucuları hafif, taşınabilir ve depolama kapasiteleri yüksektir.
Yorumlar 0
Bir yorum Yaz