Bu sayfalarda, Emma O'Donovan'ın hikayesine tanıklık edeceksiniz. Emma, on sekiz yaşında genç, güzel, korkusuz ve hayat dolu bir kızdı. Kendine güveni tamdı ve herkesi etkilemek için elinden geleni yapmaktan çekinmezdi. Ancak bir gece, arkadaşlarının evinde verilen bir partiye katıldı ve her şey değişti.
Ertesi sabah, Emma'yı baygın bir halde kendi evlerinin verandasında bulan ailesi, neler olduğunu ve oraya nasıl geldiğini bilememenin şaşkınlığı içindeydi. Emma'nın belleğinde bir boşluk vardı, ancak bir şeylerin yolunda gitmediğini hissediyordu. Sonradan anladığına göre, o gece fotoğraflar çekilmişti. Ve bu fotoğraflar, kasabanın sevilen insanlarını da içeren, ayrıntılarıyla unutulması imkansız olan bir gerçeği yansıtıyordu.
Emma, aniden bir hiçe dönüşmüştü. Adının anlamını yitirdiği, bir sürtüğe dönüştüğü bir dünyada yaşamaya mahkumdu. Herkesin onun hakkında söyleyecek bir şeyi vardı ve bu utanç dolu gerçeklikten asla kurtulamayacaktı.
Lousia O'Neill'in "Bedenim Artık Bana Ait Değil" adlı bu romanında, kalemle değil neşterle yazılmış bir hikaye ile karşılaşacaksınız. Jeanette Winterson'un da dediği gibi, acımasızlık ve kadınların cinsiyetçi toplumsal davranışlarla desteklenen suçluluğunun nasıl içselleştirildiği, Emma'nın hayatında rahatsız edici bir açıklıkla çiziliyor.
Bu roman, cesaret isteyen bir okuma deneyimi sunuyor. Louise O'Neill'ın ikinci romanı olarak, gençlerin acımasız gerçekliği anlamalarını sağlayacak ve onları sürükleyecek bir eser. Jeff Giles'in de belirttiği gibi, korkutucu olabilir, ama aynı zamanda çok gereklidir. Bu roman, günümüzün tecavüz kültürünü sorgularken, feminist bir yaklaşımla Louise O'Neill'ın ilk romanı olan "Kusursuzlar"ın izinden gitmektedir.
Ertesi sabah, Emma'yı baygın bir halde kendi evlerinin verandasında bulan ailesi, neler olduğunu ve oraya nasıl geldiğini bilememenin şaşkınlığı içindeydi. Emma'nın belleğinde bir boşluk vardı, ancak bir şeylerin yolunda gitmediğini hissediyordu. Sonradan anladığına göre, o gece fotoğraflar çekilmişti. Ve bu fotoğraflar, kasabanın sevilen insanlarını da içeren, ayrıntılarıyla unutulması imkansız olan bir gerçeği yansıtıyordu.
Emma, aniden bir hiçe dönüşmüştü. Adının anlamını yitirdiği, bir sürtüğe dönüştüğü bir dünyada yaşamaya mahkumdu. Herkesin onun hakkında söyleyecek bir şeyi vardı ve bu utanç dolu gerçeklikten asla kurtulamayacaktı.
Lousia O'Neill'in "Bedenim Artık Bana Ait Değil" adlı bu romanında, kalemle değil neşterle yazılmış bir hikaye ile karşılaşacaksınız. Jeanette Winterson'un da dediği gibi, acımasızlık ve kadınların cinsiyetçi toplumsal davranışlarla desteklenen suçluluğunun nasıl içselleştirildiği, Emma'nın hayatında rahatsız edici bir açıklıkla çiziliyor.
Bu roman, cesaret isteyen bir okuma deneyimi sunuyor. Louise O'Neill'ın ikinci romanı olarak, gençlerin acımasız gerçekliği anlamalarını sağlayacak ve onları sürükleyecek bir eser. Jeff Giles'in de belirttiği gibi, korkutucu olabilir, ama aynı zamanda çok gereklidir. Bu roman, günümüzün tecavüz kültürünü sorgularken, feminist bir yaklaşımla Louise O'Neill'ın ilk romanı olan "Kusursuzlar"ın izinden gitmektedir.
Louise O'Neill "Sen İstedin" PDF
Göstər/Gizləİnfo
Telif yasakları nedeniyle site adresimiz değişebilir. Bu durumdan etkilenmemek için sosyal medya hesaplarımızı takip edin.