"Sanatçılar Yaşamları ve Eserleri" PDF
En iyilerinden biri olan yerel müzeme sıkça giderim: Londra’da National Museum. Bana giderek daha fazla öyle geliyor ki, birçok, hatta belki pek çok ziyaretçi etrafındaki tabloları fiilen görmüyor (düşünmeleri bir yana). Onun yerine ne yapıyorlar? Selfi çekmek. İşlem basittir: Ünlü bir şaheserin önünde dur, cep telefonunun ekranında tablo ile kendini bir hizaya getir, fotoğrafını çek ve devam et. Selfi çeken kişinin bu manevra sırasında hiçbir noktada söz konusu tabloyla yüzleşmesi gerekmez. Eylemlerinin koreografisini gözlemleyince, kimin olursa olsun, ister Leonardo’nun, ister Raffaello’nun, ister Michelangelo’nun olsun, bana resmin kendisinin hiçbir önemi yokmuş gibi gelir. Resim jenerik bir Ünlü Şey haline gelmiştir; selfi, onu çeken kişinin kısa süreliğine de olsa Ünlü Şey’le aynı fiziksel mekanda olduğunu kanıtlamak için vardır. Bu yüzden selfi hem bir kanıt biçimidir, hem bir tür yadigardır. Ama aynı zamanda büyük sanat eserlerinin neden zahmete değdiğinin hiç anlaşılmadığını da açığa vurur. Sanat eserleri birlikte görünmesi gereken şeyler değildir. Görülmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken şeylerdir. Modern narsisizmin kaleydoskopunda dönen görsel bilgi kırıntısına dönüştürülmekten fazlasını hak ediyorlar.
Yorumlar 0
Bir yorum Yaz