Ahmet Taşağıl "2.Kitap: Göktürkler" PDF
- Yazar:
-
Dil:
- Tür: Tarih | Araştırma-İnceleme
- Görüntülendi: 329
- Yüklendi:
- Yükledi:

3 Ciltlik bir eserde genel itibariyle Çin yıllıklarından yararlanılarak yazılmıştır.
İlk ciltte Göktürklerin kuruluşu ve çevresindeki Çin devletleriyle savaşını anlatmaktadır.
Gök-Türk dönemi Türk tarihinde bir model devletin ortaya çıkışına sahne olmuştur. Türk adının resmi devlet adı olarak kullanılışı, teşkilat yapısı, diğer Türk kökenli topluluklar üzerinde yaptığı etki, birleştirici vasfı, sosyal tarihi, Türkçe yazıtların meydana getirilmesi gibi konularda çok iyi örnektir.
(Önsöz'den)
Gök-Türkler 1-2-3 Alıntıları - Sözleri
T'ung Yabgu, Batı Gök-Türk devletine parlak bir dönem yaşattı. Isfahan ve Rey şehirlerine kadar uzanan akınlarda bulunurken, Kuzey Afganistan bölgesini tamamen ele geçirdi. Kafkasya bölgesi dahi ona bağlanmıştı. Onun kınları sayesinde zayıflayan Sasani imparatorluğu, daha sonra İslam kuvvetleri tarafından kolayca ortadan kaldırıldı. T'ang imparatorluğu ile dahi münasebet tesis eden T'ung Yabgu, ülke içerisinde aynı başarıyı gösteremedi.Kendisine bağlı diğer Türk boylarının çoğu ayaklandı. Bu arada amcası Bagatur, T'ung Yabgu'yu öldürünce(630), Batı Gök-Türk devleti bir daha sakinleşmedi. Ortaya çıkan hanedandan yeni beyler T'ang imparatorluğuna bağlı birer beylik durumunda idi. Bu yüzden T'ung Yabgu'nun ölümü Batı Gök-Türk devletinin sonu olarak kabul edilmektedir. Aslında vassal beylikler, 658-659'lı yıllara kadar yarı bağımsız bir şekilde varlıklarını sürdürebildiler.
İşbara'ya Çin imparatorunun damadı unvanının verdiği bu tören hadiseyle ilgili bütün kaynaklarda teferruatıyla anlatılmıştır. Çin'e karşı çok büyük darbeler indiren Gök-Türk devletinin siyasi platformda Sui hanedanından düşük seviyede yer alması Çinli tarihçiler tarafından oldukça önemli bir şekilde gösterilmiştir. Gök-Türklerin kazandığı zaferleri çok kısa bir iki kelimeyle ifade eden Çinli tarih yazarları kendi başarılarını daima uzun uzun bütün detayıyla kaydetmektedirler.
Ötüken'de yapılacak törenle İşbara'ya hukuken Sui imparatorunun damadı rütbesi verilecekti. Bunun için hazırlıklar yapan İşbara, askerlerini hediyelerini ve diğer mallarını dizdi. Oturduğu halde Çinli elçiyi karşıladı. Ayağı rahatsız olduğu kalkamayacağını, ayrıca baba ve amcalarından beri kimsenin insanların önünde eğilmediğini belirtti. Çinli elçi Yü Ch'ing-tse, onu azarlayarak kalkmasında ısrar ederken, devreye giren İşbara'nın hatunu Ch'ien-chin prenses" kağanın çok mücadeleler geçirdiğini, ayrıca kurt tabiatlı olduğunu söyledi.
İşbara, çok utanmıştı yanındaki devlet adamları büyük bir üzüntü içinde ağlamakta idiler. Bir kere taviz koparmayı başaran Çinli elçi Yü Ch'ing-tse, baskısına devam ederek, İşbara'nın vassal olduğunu ilan etmesini istedi. Buna şaşıran İşbara "nasıl vassal olurum?" diye bağırdı. Küstah tavrını sürdüren Yü Ch'ing-tse" Sui ülkesinin vassalı olduğunu ilan et, tıpkı bir köleliğin ilanı gibi" dedi. Arkasından lşbara "Sui imparatorunun vassalı ve kölesi olduğunu elçi Yü Ch'ing-tse'ın gücünü kabul ettiğini" söyledi. Sonra Yü Ch'ing-tse'ya bin baş at sundu ve kız kardeşiyle evlendirdi.
T'ung Yabgu'nun ölümüne çok üzülen Çin imparatoru T'ai-tsung, onun cenaze töreninde yakılmak üzere mücevherli ipek elbiseler yolladı.
Chou-p'an'da Gök-Türkleri durdurmakla vazifeli Ta-hsi Changju'nun ordusu, İşbara'nın yüz bin kişilik ordusunu görür görmez şaşkına dönmüş ve büyük bir korkuya kapılmıştı. Ona yardım etmekle vazifeli dük Yü Ch'ing-tse, takviye kuvvet larak onların yanına gitmeye çekindi.
T'ang hanedanına bağ anan Gök-Türk beylerinin sayısı fazlaca artmıştı. Bu arada Çin'e bağlananlar imparatora Tanrı (Gök) Kağan olmasını rica ettiler. O da kabul etti. Bundan sonra kuzey kabileleri ile ilgili fermanlarda Tanrı Kağan unvanını kullanmaya başladı.
Çinliler, Gök-Türk Devletinin tek hakimi olan Tardu (Pu-chia)'yu devirmek, onun yerine Çin'de kendilerinin desteğiyle kağanlığını ilan eden Ch'i-min'i kuzeye yerleştirmek istiyorlardı. Bunun için iki koldan harekete geçme planı hazırladılar. Birinci koldan daha önce Gök-Türklere karşı bazı başarılar kazanmış olan Yang Su, Yün eyaletine baş kumandan tayin edilerek, yollandı.
Yas töreni bittikten sonra da -Şad'ın Bizans elçilerine tehditleri devam etti. Kırım'da Kerç (Bosforos) kalesinin fethedileceğini söyledi. Türk-Şad'ı kızdıran bir başka olay da Azerbaycan'da Türk ilerleyişini durdurmak için Sabar Türkleri kütlelerinin Bizans tarafından ortadan kaldırılmasıdır.
Mukan'ın idaresindeki fetihler sayesinde Orta Asya'yı tamamen kaplayan GökTürk devleti doğuda Kore'den batıda Karadenize kadar uzanıyordu. Güneyde Çin Seddinden kuzeyin ıssız yerlerine kadar ulaşan genişliğe sahip idi. Zamanın bütün diğer devletlerinin hepsinden daha büyük ve kuvvetli idi.
Gök-Türklerin menşei hakkındaki kaynaklara topluca baktığımızda göze çarpan ilk büyük özellik Hunların soyundan geldiklerine dair ifadelerdir.
Çin imparatoru, İl Kağanı yıllardan beri T'ang hanedanına yaptıklarından dolayı azarladı. Ancak Wei nehri kenarında yapılan anlaşmaya uyduğu ve bu tarihten sonra Çin'e saldırmadığı için idamdan affettiğini açıkladı. Çin imparatoru Ulu Toygun'un bu hareketine hayran kaldı. İl Kağan'a ölümünden sonra sunulmuş olan unvanlardan ona da sunuldu.
Av bittikten sonra Tsu-ho garnizonuna varan İşbara, ateşlenerek hastalandı. Bir aydan fazla hasta yattıktan sonra öldü. Onun ölümünden dolayı üç gün yas ilan eden Çin imparatorunun çok üzüldüğü anlaşılıyor. Bu matem sebebiyle Çin sarayında bütün işler üç gün durdurulmuştu. T'ai-ch'ang unvanlı cenazeleri idare eden Çinli de Gök-Türklere gönderilmiş, beş bin top ipek sunulmuş, onun defin merasiminde kurban kesilmiştir.
Gök-Türk devletinde söz konusu hadiseler cereyan ederken, Çin hanedan değişikliğine sahne oldu. 581 'de Chou devleti yerini 589 yılında üç yüz elli yıl sonra bütün Çin'i birleştirerek olan Sui hanedanına bıraktı. Bu devletin kurucusu Yang Chien birbiri arkasına kazandığı zaferlerle Çin'in tek hakimi olarak yükseldi. Kısacası Gök-T ürk devleti taht ve diğer iç mücadelelerle sarsılırken, Çin' de vaziyet aksine gelişiyor, tam birlik sağlanıyordu. Sui imparatoru tahta geçtiğinde, Gök-Türklerden tebrik heyeti beklemiş, ancak onlar aksine Chou'larla daha önceden müttefik olunduğu için kin duyduklarından kendilerine böyle bir heyet gönderilmemişti.
Devletin içindeki huzursuzlukların artmış olması Çin'e olan baskıları durdurmamıştı. 582 yılında İşbara Kağan, Chou hanedanıyla akraba olduğunu, onun Sui'ler tarafından yıkılmasını kabullenemediğini ileri sürerek harekete geçmiş ve kendisine bağlı bütün boyları güneye sefere davet etmişti. Tahta yeni çıkmış olan Sui imparatoru çok korkmuş, hemen Çin seddini tamire başlamış, kuzey sınırlarda yığınaklar yapmıştı.
Yorumlar 0
Bir yorum Yaz