Bir düşünceyi suç saymak mümkün mü?
Peki ya zihnin en derin kıvrımlarına sızarak insanları "iyileştirmek"?
Ursula K. Le Guin'in sarsıcı distopyası Gül’ün Güncesi, bir psikiyatrın günlüğü aracılığıyla totaliter bir rejimin zihinleri kontrol etme çabasını gözler önüne seriyor. Dr. Rosa Sobel, “siyasi sapma” gösteren bireyleri tedavi etmekle görevli bir nöropsikiyatristtir. Ancak tedavi etmeye çalıştığı genç hasta Flores’un düşünceleri, Rosa’nın kendi inançlarını sorgulamasına neden olur.
İtaat ile vicdan arasında sıkışmış bir zihin...
Le Guin, bu kısa ama etkileyici eserinde hafızanın, kimliğin ve bireysel düşüncenin devlet gücü karşısındaki kırılganlığını ustalıkla işlerken, okuru içsel bir yüzleşmeye davet ediyor. George Orwell'in izinden giden ama kendi şiirsel diliyle yeni sorular soran bir bilimkurgu klasiği...
Yorumlar 0
Bir yorum Yaz