Nebo'nun Mavi Kitabı - Kitap İncelemesi

2019 Galler Yılın Kitabı Ödülü'nün sahibi Nebo'nun Mavi Kitabı, nükleer bir felaket sonrası Gallerli bir anne ve oğlunun yaşama tutunuş mücadelesini anlatan, gerçekten kaliteli ve etkileyici bir eser. Manon Steffan Ros'un "ekolojik distopya" temeline dayanan bu ödüllü ve çoksatan romanı, bildiğimiz dünyanın yok oluşunun ardından ilişkilerin ve hayata bakış açısının nasıl değiştiğini büyüleyici, aynı zamanda ürkütücü bir tabloyla okura aktarıyor.

Hikâyenin Özü

2018 yılında yaşanan nükleer felaketten sonra insanoğlunun neslinin bir anda tükenmesi ve çok az insanın hayatta kalması sonucu, ne elektrik, ne teknoloji, ne de hayata dair günümüze ait hiçbir bulgu kalmamıştır. Dylan ve Rowenna, felaket öncesi ıssız bir yere taşındıkları için hayatta kalmayı başarmışlardır. Teknolojiden uzak bir yaşama adapte olmaya çalışan bu anne-oğul, geçmişi sorgularken felaket öncesi insanların pratik ve basmakalıp yaşadıklarını fark ederler. 2030 yılında ekip biçerek doğal hayatı, nükleer felaket öncesine tercih etmeye başlarlar.

"Bu yeni dünyada saklanacak bir yer yok. İnsanlar arasında saygı mesafesi yok, yalanlar için yer yok." Anne ve oğul arasında kurulan, geçmişi ve o günü kapsayan ancak sınırları olan bir ilişkinin kapısından içeri girerken; ilacın, elektriğin, kalabalığın, cep telefonlarının olmadığı bir dünyaya adım atacaksınız.

Dikkat Çeken Anlar

Nükleer felaket sonrası Mona adında bir bebek doğar fakat hayatta kalamaz ve ölür. Sonrasında bir ses duyarlar ve tepelerinde helikopteri görürler. İlk başta kurtulduk diye sevinseler de, nükleer felaket öncesi hayata adapte olamayacaklarını düşünürler.

Kitabın Gücü

Hayatta kalma güdüsü, yalnızlık ve ölüm temalarıyla öne çıkan, Galceye özgü akıcı ve güçlü tasvirlerle ilerleyen Nebo'nun Mavi Kitabı; günümüz insanının doğadan ne kadar kopuk yaşadığını da gözler önüne seriyor. Manon Steffan Ros, insanın hayatta kalma içgüdüsüyle birlikte çağdaş dünya düzenini de sorguluyor.

Birbirinden güzel anekdotlarla dolu bu güzel ve gizemli kitabı bir solukta okuyacaksınız. Covid döneminin ilk başlarında yaşadıklarımıza çok benziyor. Kitabı bitirdiğinizde kendinizi şunu sorgular buluyorsunuz: Acaba nükleer felaket yaşasaydık ve hayatta kalsaydık, elektriksiz, teknolojisiz, sadece doğal hayat olsaydı nasıl bir yaşam olurdu?

Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.