Yaz tatilinde okunacak ilginç kitaplar

Tatil keyfi kitapsız geçmez, eksik kalır. Yüzlerce kitabı mir.az'dan indirerek ücretsiz okuyabileceğinizi muhtemelen biliyorsunuzdur. Bu yazımızda yaz tatilinde okuyabileceğiniz kitapları listeledik. Tatil rezervasyonu yapın.

Yaz güneşi kadar sıcacık bir kitapla tanışmaya hazırsan Liseden Arkadaşlar tam senlik. Daha önce birçok komedi yapımının senaryo kısmında imzası bulunan Selçuk Aydemir bu kitabında da kendisinden bekleneni yapıyor: Okuru kahkahalara boğuyor. Kitap, 90’lı yılların Küçükçekmece ilçesinde geçen mizah dolu bir anlatı içeriyor.

Fyodor Dostoyevski "Ezilenler"

Bir tarafta geçimini makalelerle, gazete yazılarıyla sağlayan, aşkın bir anlamda özveri olduğuna inanan bir genç; diğer tarafta yeni bir dünya kurmayı amaçlarken elindekileri de kaybeden, imkansızın peşinden koşan, daha da kötüsü babasını üzen bir kız. Yoksulluk içinde bir ömür süren, annesini kaybeden, yürekleri yakacak bir şekilde hayata gözlerini yuman bir yavru...

Fareler ve İnsanlar – John Steinbeck

Fareler ve İnsanlar kadar samimi olan ve Steinbeck’ten beklenebilecek bir ‘toplumsal konulara özel hassasiyet’ niteliği taşıyan çok fazla kitap yoktur. Bu ünlü eserin ismi Robert Burns’ün To a Mouse (Bir Fareye) isimli şiirinin ta kendisinden alınmadır. İskoç dilinde yazılan şiirin sıkça alıntılanan iki dizesi şöyledir: “The best laid schemes o’ mice an’ men / Gang aft agley (En iyi planları farelerin ve insanların / Sıkça ters gider.)”

Steinbeck’in kendi deneyimleri olmuş. 1920’lerde evsiz bir çiftlik işçisi olan Steinbeck, eserinde de kendisi gibi gezgin iki çiftlik işçisinin deneyimledikleri trajik olayları anlatıyor. Okuyanların yüreğine dokunmayı başaran eserin başlıca temaları ise hayaller, düş kırıklıkları, yalnızlık, kadim dostluk, Amerikan Rüyası ve yabancılaşmadır.

İki Şehrin Hikayesi - Charles Dickens

Dünya edebiyatının en önemli yapıtlarından olan İki Şehrin Hikâyesi, Paris ve Londra arasında gelişen olay kurgusuyla, tarihin en hareketli anlarından birinin, Fransız Devrimi’nin ekseni etrafında biçimlenir. Edebiyat dünyasının “Dickens’ın en büyük tarihî romanı”, yazarın kendisinin ise “yazdığım en iyi hikâye” diye tanımladıkları yapıt, Fransız Devrimi’nin Terör döneminde, Paris’in öfkeli, kana bulanmış sokaklarında, giyotinin gölgesinde yaşamak zorunda kalan bir grup insanın hayatına odaklanır.

İclal Aydın - Bir Cihan Kafes

“Sevgin direğimiz, üzerimize saldığın korku çatımız olmuş meğer. Mutsuzluğumuzdan örülü bir devlet yaratmışsın hepimize.

Sen en çok beni severdin ya.

En çok beni köle yapmışsın kendine.” Samire, Yaşar, Lorin.

Birbirlerinin gölgesinde saklanan, birbirlerinin masalını yazan üç küskün kadın.

Yaraları doğuştan, lanetleri miras...

Yalnızlığın kuyusunun başından ayrılmadan, kederlerinin yankısını dinlediler.

Her masalın sonu gece değildi elbet.

Üç, ikiden ve dahi birden iyiydi.

Ve her yanlışın doğrusu kendi içinde gizliydi.

Kanadı kırık üç kadın, ödedikleri ağır bedellerin karşılığını, içinde çırpınıp durdukları, kapısı açık olsa da çıkıp gidemedikleri gölge kafeslerinde bekledi. İhtiyaç duydukları inanç, temize çekecekleri geçmişte saklıydı.

Gabriel Garcia Marquez - Albaya Mektup Yok

Albaya Mektup Yok, çağımızın en büyük yazarlarından Gabriel García Márquez'in en güzel uzun öykülerinden biri.

Ülkesi uğruna savaşarak yaptığı hizmetlerin karşılıksız kaldığını anlayan, emekliye ayrılmış yaşlı bir askerin öyküsü. Bir türlü gelmeyen emekli aylığını her cuma günü karısı ve horozuyla birlikte bekleyen emekli bir albayın komik, ama bir o kadar da trajik hikâyesi. Gabriel García Márquez'in 1982'de Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görülmesinde, hiç kuşkusuz, Albaya Mektup Yok'un da payı var. Büyülü gerçekçilik ustasının anlattığı her sahne, karakterlerin her davranışı, umarsız görünen bir dünyada yaşama sevincinin türküsünü söylüyor, ölüme ve yalnızlığa meydan okuyor. Her cümle, yaşamın uçsuz bucaksız boşluğunun suskunluğunu kırıyor. "İmge, gerçekliğe ulaşmanın aracıdır," diyen Gabriel García Márquez'in buruk bir alaycılık içeren bu öyküsü neredeyse görsel bir edebiyat başyapıtı.

Sophokles - Kral Oidipus

Thebai üçlemesi olarak geçen kitabın ilki..

Bilmeyen yoktur galiba tragedyayı. Okunmasa bile gerek filmlerde gerekse kitaplarda sıkça adı geçen bir isim.

Kitabın konusundan bahsedecek olursak Thebai kralı Laios ve Lokaste evli çifttir. Bir gün rüyasınde kendini gebe gören Lokaste bu rüyasını bir kahine açar ve kahin şu yorumu yapar. " Doğacak olan çocuk ileride babasını öldürecek ve anne ile evlenecek. " Bu kehanet üzerine çift bebeği öldürmek ister, ve bu emri verir. Ancak Oidipus ölmez Çoban tarafından evlatları olmayan bir aileye verilir. Ancak Oidipus sonradan bunu öğrenir ve hakikati aramaya koyulur. Duyduklarına kendi de inanamaz. Şaşkınlık ve öfke içinde dolaşırken kavgaya karışır ve öz babasını öldürür.

Yaşar Kemal - Sarı Sıcak

Sarı Sıcak, Yaşar Kemal'in öykülerini derlediği eserinin adıdır. Eser ilk olarak 1955 yılında yayınlanmıştır. Yazarın öykü dalında verdiği ilk eseridir. Eser yazarın daha sonra verdiği başyapıtlarından İnce Memed'den önce Türkiye ve dünyaca tanınmasını sağlamıştır.