Türkçetr
Mir.az » Blog » Solaris: Hayal Gücünün Ötesinde Bir Gezegen


Solaris: Hayal Gücünün Ötesinde Bir Gezegen

936
Solaris: Hayal Gücünün Ötesinde Bir Gezegen
Derler ki bilimkurgu üçe ayrılır: Amerikan tarzı, Rus tarzı ve Lem tarzı. Lem’in tarzının ne kadar kendine has olduğunu buradan anlayabiliriz. Bilimkurgu edebiyatının en önde gelen yazarları sorulunca aklıma ilk gelen isimlerden biri Stanislav Lem’dir. Ve tabii ki Stanislav Lem deyince aklıma ilk önce onun başyapıtı Solaris geliyor.

Pek çok kitap başarısız sinema uyarlamalarıyla temsil edilir ve kişi kitabı okuduktan sonra izlediği sinema uyarlamasından sonra hayal kırıklığı hisseder. Belki de tam tersini yapmalıyız, önce sinema uyarlamalarını izleyip sonra kitabı okumalıyız. Çünkü filmi izlerken aslını bilmediğimizden hayal kırıklığı yaşamayız ve sonra kitabı okuyunca da o hikâyeye hayranlığımız katlanabilir.

Ben, Solaris’te tam olarak bu durumu yaşadım. Solaris’in önce 2002’deki Soderbergh uyarlamasını ve ardından 1972’deki Tarkovsky uyarlamasını izledim. Lem, her iki uyarlamayı da beğenmemişti. Sıra dışı bir konu vardı ama beyaz perdede hiç de iyi yansıtılamamıştı. Bunu hem 2002’deki film için hem de her şeye rağmen kült bir film olmayı başarmış 1972’deki film için söylüyorum. Her iki filmi de izledikten sonra kitabı elime aldım ve o zaman eserin değerini anlayabildim. “Lafı çok uzattın Okan, konuya gel artık” demiş olabilirsiniz, konuya geleyim artık.
Solaris: Hayal Gücünün Ötesinde Bir Gezegen
Solaris gezegeni çok acayip bir yer. Gezegen neredeyse tamamen okyanusla kaplı, sadece birkaç küçük ada var. Fakat bu okyanus bildiğiniz türden bir okyanus değil, jelatinimsi bir maddeden oluşuyor. Daha da önemlisi bazı zekâ belirtileri gösteriyor. Evet, yanlış okumadınız. Solaris’i kaplayan okyanus canlı bir varlık ve gizemini koruyan bir zekâsı var. Yaşasaydı ve tanışma imkânım olsaydı Lem’e sormak isterdim: “Yahu, sen ciddi misin? Nereden buldun bu fikri? Bu nasıl bir hayal gücü?”

Hikâyemiz, Chris Kelvis adlı bilim insanının Solaris yörüngesindeki uzay istasyonuna gelişiyle başlıyor. Gezegen yüz yıldan uzun bir süredir incelenmektedir ve ekip sürekli yenilenmektedir. Kelvin de fırsatı kaçırmamış ve Solaris’e gelmiştir. Solaris’in pek çok garipliği olduğunu duymuştur ama her şey onun tahminlerinin de ötesine geçecektir.

Uzay istasyonunda Kelvin’den başka sadece iki mürettebat vardır ve son derece dengesiz davranışlarda bulunmaktadır. Bir başkası da daha önce intihar etmiştir. Kelvin, zaman içinde burada neler döndüğünü anlayacaktır, tabii diğerleri ne kadar anlayabildiyse o da o kadar anlayacaktır. Fakat kesin olan bir şey vardır ki Solaris, insanların zihinleriyle oynamaktadır. Bunu bilinçli olarak yapıp yapmadığı muammadır. Zaten gezegenin zekâsı ne düzeyde, yapısı nasıl, bunlar bilinmezliğini koruyor.

Solaris gezegeni, Dünyada bir bilimdir. Uzun zamandan beri gezegen üzerinde sayısız deney ve gözlem yapılmıştır, sayısız teori ortaya atılmış, sayısız kitap yazılmıştır. Bilim insanları gezegeni uzun uzadıya tartışmış ve tartışmaya devam etmektedirler. Lem, bu tartışmaların, teorilerin, araştırmaların yanı sıra gezegen ve okyanus hakkında okuyucuyu bilgi bombardımanına tutmuş ama bunu okuyucuyu bunaltmadan yapmak gibi bir mucizeyi gerçekleştirmiş. Evet, bence bu bir mucize, çünkü o kadar tartışma, teori ve betimlemenin bir yerden sonra insanı bunaltması lazım ama bunaltmıyor işte.

Okurken meraklanıyor insan, Solaris o kadar büyük bir muamma ki hakkında daha çok şey öğrenmek için hırsla sayfaları çeviriyorsunuz. Fakat öğrendikleriniz bilgiye açlığınızı bastırmayacak, aksine çoğaltacaktır. Bir noktadan sonra anlıyorsunuz ki(ve Kelvin de itiraf ediyor ki) yüz yıllık onca araştırma, tartışma ve kitaptan sonra insanlık Solaris hakkında hiçbir şey bilmemektedir.

Gerçekten ne biliyoruz ki Solaris hakkında? Sayısız olgu gözlemlenmiş, çok sayıda deney yapılmış, pek çok şey kayıt altına alınmış ama bu olguların neden gerçekleştiği, ne anlama geldiği, nereye gittiği hakkında hiçbir şey bilinmemektedir.

Kelvis de diğerleri gibi kısa sürede gözlem ve deney yapan bir bilim insanı olmaktan çıkıp kobaya dönüşecektir. Yıllar önce kaybettiği eşi Rheya uzay istasyonunun içinde kanlı canlı ona görünmektedir. Hayır, bu halüsinasyon değildir, Rheya gerçekten oradadır. Kelvis başta bunu kabul edemez, onu uzay boşluğuna bırakır, fakat nasıl oluyorsa Rheya ertesi gün geri döner, hem de hiçbir şey hatırlamamaktadır. Bu da Kelvis’in bütün tarafsız düşünme yetisini kaybetmesine neden olacaktır.

Solaris’in sinema uyarlamalarının kitabın gerisinde kalmasının nedeni bence Kelvis-Rheya ilişkisine odaklanırken diğer şeyleri ihmal etmesi. Hâlbuki kitap Kelvis’in Rheya ile olan ilişkisi üzerine değil. Kitap, Solaris gezegeni ve onu kaplayan canlı okyanus hakkında. Hatta ben kitabı okurken bazen Rheya ile ilgili bölümleri atlayıp Solaris tasvirlerine ve tartışmalarına geçmeyi düşünmedim değil. Sizlere de tavsiyem, film uyarlamalarını bırakıp kitabın kendisini okumanız.

Solaris’i bence farklı yapan şey, merak unsurunu kullanış biçimi. Pek çok eseri sonuna kadar merak duygusu içinde takip ederiz ve en sonunda sorularımıza cevap alırız. Kiminde tatmin oluruz, kiminde ise cevaplar hoşumuza gitmez ve hayal kırıklığına uğrarız. Solaris’te ise bambaşka bir durum var: Sorular cevaplanmıyor, kitabın sonuna geldiğimde kafamdaki sorular bitmek bir yana iyice artmıştı, fakat hayal kırıklığı hissetmiyordum. Çünkü yazar bana kendi teorilerimi kurgulamak ve kitap bittikten sonra bile üzerine uzun uzadıya düşünmek, hayal kurmak için gerekli alanı fazlasıyla sağlamıştı. Eğer Solaris hakkındaki sorulara yazarın kendisi cevap verseydi, cevaplar ne olursa olsun hayal kırıklığına uğrardım. Çünkü bir noktadan sonra orada olanlar okuyucunun hayal gücünü aşıyor, yazarın bile hayal gücünü aşıyor. Solaris hakkındaki onca araştırmadan sonra hala hiçbir şey bilmiyoruz ve belki de Solaris’i hiç anlayamayacağız, belki de Solaris, insan kavrayışının ötesinde bir şeydir. Yazar da bunu kabul ediyor. Bu nedenle soruların cevapsız bırakılması beni sevindirdi.

Lem’in diğer eserlerinde görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın.



Yorumlar 0

Bir yorum Yaz


Henüz yorum yok ama ilk yorumu yazan siz olabilirsiniz.!


Bir yorum Yaz