Türkçetr
Mir.az » Kitaplar » Margaret Weis & Tracy Hickman "Ejderha Mızrağı Destanı 3 - İlkbahar Şafağı Ejderhaları" PDF

Margaret Weis & Tracy Hickman "Ejderha Mızrağı Destanı 3 - İlkbahar Şafağı Ejderhaları" PDF

Margaret Weis & Tracy Hickman "Ejderha Mızrağı Destanı 3 - İlkbahar Şafağı Ejderhaları" PDF
  • Değerlendirme: 6
  • Yorumlar: 0
Popülerlik 100% 100%


Dikkat Çekenler
Aaa baksana Berem. Burada bir şey var… Ne garip. Bunca zamandır bu ormanlarda avlanırız böyle bir patika hiç görmemiştik.” “Bunun garip bir taraķ yok. Yangınla çalılar çırpılar yanmış, hepsi bu. Büyük bir ihtimalle hayvanların açtığı bir patikadır sadece.” “Haydi, izleyelim. Eğer hayvanların açƨğı bir yolsa belki bir geyik buluruz. Bütün gün avlandığımız belli bile değil. Eve eli boş dönmekten nefret ediyorum.” Daha cevabımı beklemeden yola doğru dönüyor. Omuzlarımı silkerek onu izliyorum. Bugün kırlarda olmak hoş –kışın acı soğuğundan sonraki ilk ılık gün. Güneş boynuma ve omuzlanma ılık ılık vuruyor. Ateşin kasıp kavurduğu ormanda yürümek kolay.

Ayağınıza takılacak sarmaşık yok. Üstünüzü başınızı yırtacak çalı çırpı da yok. Yıldırım, büyük bir ihtimalle geçen güzki fırtınadan. Ama uzun süre yürüdük ve sonunda yorulmaya başladım. Yanılmışıƨ – bu hayvanların açağı bir yol değildi. Bu insan eliyle yapılmış ve çok da eskiydi. Avlayacak hayvan bulacağımız yok gibiydi. Günün geri kalan zamanından bir farkı yok. Yangın, ardından zorlu bir kış. Hayvanlar ya ölmüş, ya kaçmış. Bu gece taze et olmayacak. Biraz daha yürüyüş. Güneş gökyüzünde yükseldi. Yoruldum acıktım. Bir canlıya ait bir iz bile yok.

“Haydi geri dönelim hemşire. Burada bir şey yok…” İçini çekerek duruyor. O da sıcaktan bunalmış, yorulmuş, cesareƟ kırılmış, belli. Çok da zayıf. Çok çalışıyor; hem kadın işlerini yapıyor, hem de erkek. Evde olması, taliplerinden vaadler dinlemesi gerekirken kırlarda avlanıyor. Bence çok güzel. Herkes birbirimize benzediğimizi söylüyor, ama onların yanıldıklarını biliyorum. Sadece birbirimize çok yakınız – diğer delikanlılar ve onların kız kardeşlerinden birbirimize daha yakınız. Ama yakın da olmak zorundaydık. Yaşamımız o kadar zorlu oldu ki… “Galiba haklısın Berem. Hiçbir iz görmedim… Dur ağabey… İleri bak. O da ne?” Parlak, pırıl pırıl bir ışılƨ görüyorum, gün ışığında dans eden milyonlarca renk – sanki Krynn’deki bütün mücevherler bir sepette toplanmış gibi. Gözleri açılıyor. “Belki de gökkuşağının kapılarıdır!” Hıh! Tam aptalca bir kız düşüncesi.

Gülüyorum ama kendimi ileri koşarken buluyorum. Ona yeƟşmek zor. Ben daha büyük ve güçlü olduğum halde, o bir ceylan gibi kaçıyor. Ormanın ortasında bir açıklığa geliyoruz. Yıldırım bu ormana çarpmışsa, düştüğü yer de burası olmalı. Etraķndaki toprak kavrulmuş, mahvolmuştu. Bir zamanlar burada bir bina varmış, fark ediyorum. Çürüyen eƩen dışarı çıkan kırık kemikler gibi, kararmış topraktan dışarı uğramış yıkınƨ halinde, kırık dökük sütunlar var. Bu yere bunalƨcı bir his hakim. Hiçbir şey yeƟşmiyor burada, ya da en azından birkaç bahardır yetişmemiş. Gitmek istiyorum ama gidemiyorum… Önümde bütün hayaƨm boyunca, bütün rüyalarımda görmediğim kadar güzel, harika bir görüntü var… Ziynetlerle kaplanmış taştan bir sütun! Değerli taşlardan hiç anlamam ama bunların inanılmayacak kadar değerli olduklarını biliyorum! Bedenim Ɵtremeye başlıyor. Aceleyle ilerleyerek ateşle kavrulmuş taşın yanında diz çöküyorum ve üzerindeki tozu toprağı kenara süpürüyorum. O da benim yanıma diz çöküyor. “Berem! Ne kadar güzel! Hiç böyle bir şey görmüş müydün? Bu kadar korkunç bir yerde, böylesine güzel ziynetler.” Etraķna bakıyor, Ɵtrediğini hissediyorum.
Margaret Weis & Tracy Hickman "Ejderha Mızrağı Destanı 3 - İlkbahar Şafağı Ejderhaları" PDF
Kitabı sadece kayıtlı kullanıcılar indirebilir.

Yorumlar 0

Bir yorum Yaz
Henüz yorum yok ama ilk yorumu yazan siz olabilirsiniz.!

Bir yorum Yaz