Kün – Sezgin Kaymaz’dan Sınırları Kaldıran Bir Roman
“Ankara Çayı, bağrına bastığı sivrisinek larvalarını usulca serbest bırakıyor, vızıltı pikesini civardan geçenlerin kulaklarına ve burun deliklerine doğru savuruyordu. Kavak pamukları terli enselere yapışıyor, börtü böcek antenlerini sallıyor, doğanın döngüsü tüm hareketliliğiyle devam ediyordu. Bahar gelmişti.”
Ve Kün, yani ‘Ol’... Ol dediğinde her şeyin mümkün olduğu, ölülerin tam olarak ölemediği, cami imamıyla ateistin birbirini aydınlattığı, hatta köpeklerin (hem de Konya ağzıyla!) konuştuğu bir dünya... Sezgin Kaymaz, yine kendine özgü üslubuyla, mizah ve gerilimi ustalıkla harmanladığı Kün’de okurları sıra dışı bir hikâyeye davet ediyor.
Bu romanda şerefsizler şerefsizliği yüzüne çarpıyor, iyiler canını dişine takıyor, feleğin zarı bazen hepyek geliyor ama bir bakıyorsunuz altı kapı alıyor. Küçücük bir oğlan, kendisine el kaldıranı perişan ediyor, doğa kendi savaşını veriyor, taşra yaşamının rengârenk atmosferi satırlara taşınıyor.
Sezgin Kaymaz, yerel dokuyu, güçlü karakterleri ve sürükleyici anlatımıyla, okuyucularına unutulmaz bir edebi deneyim sunuyor. Eski Konya’nın taşra yaşantısını tüm canlılığıyla resmeden Kün, hem mizahı hem de derinliğiyle her zevke hitap ediyor.
Bir roman düşünün; sınırları yok, kuralları yıkıyor ve sizi içine çekiyor… İşte Kün, her şeyi olduran bir hikâye!
Yorumlar 0
Bir yorum Yaz