Orangutan ve gorillerin aksine, en yakın akrabalarımız olarak kabul edilen şempanzelerin beslenme alışkanlıklarında etin önemli bir yeri olduğu gözlemlenmiştir. Genellikle avlarına basit bir şekilde saldırarak onları yakalarlar. Afrika'da yapılan gözlemlere göre, yaklaşık 30 bireyden oluşan şempanze grupları, 4 ila 6 kişilik alt gruplara ayrılarak saatler süren sabırlı bir takip süreci sonunda avlarına yaklaşır ve aniden saldırıya geçerler.
En çok tercih ettikleri av türü kırmızı kolobus maymunlarıdır. Ancak şimdiye kadar şempanzelerin 25 farklı türü avladığı kaydedilmiştir. Gombe Ulusal Parkı'nda yapılan bir gözlemde, gerçekleşen 30 saldırının 12’sinin ölümle sonuçlandığı belirlenmiştir. Yine bu bölgede 10 yıl süren bir araştırmada yaklaşık 100 ölümcül avlanma vakası rapor edilmiştir.
Özellikle kolobus maymunlarını avlarken şempanzelerin ekip halinde çalıştığı dikkat çekmektedir. Avın bulunduğu ağaç, saldırı ekibi tarafından çevrilir; tüm kaçış noktaları kapatılır ve tuzağa düşen maymunlar ani bir hamleyle yakalanır. Erişkin erkek kolobuslar karşı koymaya çalışsalar da, şempanzeler genellikle onlardan altı kat daha ağır oldukları için bu mücadeleyi kazanırlar. İlginç bir şekilde şempanzeler avlarını öldürmek için dişlerini değil, yerçekimini kullanır; avlarını sertçe yere çarparak etkisiz hâle getirirler.
Bu davranışlar bize doğada strateji, sabır ve iş birliğinin ne denli önemli olduğunu gösterirken, insan dünyasına da bir pencere açıyor. Birçok anne-baba, çocuklarını aynı şekilde yetiştirdiklerini ancak farklı sonuçlar aldıklarını ifade ederken, “Hepsine eşit davrandık, ama bu çocuğun neden böyle olduğunu anlamıyoruz,” gibi yakınmalar dile getirirler. Bu durumun temel nedenlerinden biri, ebeveynlerin her çocuğun bireysel özelliklerinin farklı olabileceğini göz ardı etmeleri ve her birine aynı şekilde yaklaşmanın yeterli olacağını düşünmeleridir. Oysa her çocuk, kendine özgü bir bireydir ve farklı ihtiyaçlara, farklı yaklaşımlara gereksinim duyar.
Yorumlar 0
Bir yorum Yaz